İdari İşlem Teorisi Açısından Türkiye’de Geçici Koruma Rejiminin Sona Ermesi

Türkiye’de geçici koruma rejimi on yılı aşkın bir süredir milyonlarca yabancının hukuki statüsünü belirlemektedir. Büyük çoğunluğunu Suriye’de meydana gelen iç savaştan kaçan ve insani koruma amacıyla ülke sınırlarımıza kitlesel akınlarla gelen Suriye vatandaşı yabacılar oluşturmaktadır. Geçici koruma altında bulunan kişilerin geleceği üzerindeki tartışmalar, son dönemde Suriye’de meydana gelen siyasi gelişmeler nedeniyle tekrardan güncel hâle gelmiştir. Bu çalışma, geçici koruma rejiminin sona erme usul ve esaslarını, idari işlem teorisi çerçevesinde incelemeyi hedeflemektedir. Bu incelemede, sona erme rejiminin ilk elden yönetmelikle düzenlenmiş olması nedeniyle kanunilik ilkesi açısından sorunlu olduğunu ortaya koymaktadır. Ayrıca, sona erme rejimi yasal bir zemine kavuşturulsa dahi koruma statüsünü sona erdiren prosedürün salt idari işlem çerçevesinde ele alınamayacağı, meselenin ayrıca insan hakları ve uluslararası hukuk boyutlarının da göz önünde bulundurulması gerektiği savunulmaktadır. Zira, sona erme kararının hukuken geçerli olabilmesi için, uluslararası hukukun emredici bir normu olan geri göndermeme (non-refoulement) ilkesine bağlı olunduğunu vurgulanmaktadır. Geri gönderme yasağı olarak da ifade bulan bu ilke, idari işlemin unsurlarından bağımsız ve üstün bir hukuka uygunluk denetim ölçütü olarak işlev görmekte ve menşe ülkelerdeki koşullarda temel, istikrarlı ve kalıcı bir iyileşme olmaksızın yapılacak bir toplu sona erdirme işlemini hukuken imkânsız kılmaktadır. Bu çerçevede çalışma, anayasal ve uluslararası hukuka uygun, hak temelli ve öngörülebilir bir sona erme rejimi için Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun (YUKK) tadil edilmesi, sona erme kriterlerinin kanunla belirlenmesi, açık ve şeffaf usuli güvencelerin getirilmesi ve kalıcı çözümlere geçiş mekanizmalarının oluşturulması yönünde öneriler sunmaktadır.

Kaynakça